Fakirlik utanılacak bir şey değildir. Ama giderilebilecek bir şeydir. Bir zamanlar Hindistan’da bahçeler ve saraylar içinde yaşayan racaların halkın kullandığı metal parayı hiç görmemiş, dokunmamış olmakla övündüklerini okuduklarımızdan hatırlıyoruz. Dünya kuruldu kurulalı, insanların istekleri ve eldeki imkanların dağılışı arasında yoğun bir mücadele yaşanmış.
Günümüzde ise küreselleşme ile birlikte, fakir 3. Dünya ülkeleri ile Modern G-8 ülkeleri arasında artık kapatılamaz bir uçurum var. Öyle ki Afrikalı yoksul bir çocuğu alıp Avrupa’da bir gün geçirmeye zorlasanız, playstationlar, metrolar, uçaklar, fastfood beslenme vs. ile çok ciddi bir kültür krizi geçirecektir.
Hep söylenen “Balık vermek yerine, balık tutacak malzemeyi, bilgiyi vermek” ise nedense bunca yıldır işlemiyor. Fakirliğin olduğu her yerde, büyük savaşlar, örgütler, köktendinci ve etnik kökenli çatışmalar alabildiğine sürüyor. İnsanlar susuzlukla, bir dilim ekmek bulmakla, çekirge sürüleriyle ve salgın hastalıklarla mücadele ederken bir yandan işsizlik tüm umutları yok ederken bu çeteler isyan halindeki çocuk ve gençlere hayal bile edemeyecekleri, yiyeceği, sahiplenmeyi ve gücü, intikamı öneriyor.
Elbette zenginlik herşeyin çözümü değil. Ama insanca bir yaşam bir çok şeyin çözümü.
Bu çözüm yolunda Mikrofinansdan bahsedecek olursak;
Türkiye Grameen Mikrofinans Programı, 2003 yılında ilk olarak Diyarbakır’da başladı. 2020 yılına kadar 170 bin kadına 960 milyon kredi dağıtıldı. Hem de tek bir sözleriyle… Canını dişine takan kadın, kredisini son kuruşuna kadar ödedi.
Kredi dönüş oranı yüzde 100 oldu. “Bazen ödemelerde aksamalar olabiliyor ama bu ya hastalıktan ya da işlerin aksamasından kaynaklanıyor.
Teminata dayalı klasik bankacılık anlayışının tam tersi bir uygulamayla teminatsız kredi veren bir kurumdur. Hedef kitlesi özellikle yoksul kadınlardır.
Kurucusu Bangladeşli Muhammed Yunus, bu projesi nedeniyle 2006 yılında Nobel Barış Ödülü’ne layık görülmüştür. 24 Mart 2008 tarihli Time dergisinin kapağında, ”Dünyayı değiştiren 10 fikirden biri” olarak tanımlanan uygulama, Yunus’a ABD Başkanı Obama tarafından verilen Özgürlük Madalyası’nı da kazandırmıştır.
Fikri bulan ve uygulamaya geçiren Bangladeşli Muhammed Yunus. Bu fırsatın Türkiye’de sunulmasını, duyulmasını, yayılmasını sağlayan ise Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Aziz Akgül.
Onlar sayesinde, Mikrofinans alan, dünün yoksul, çaresiz, umutsuz kadınları; yarınlara güvenle bakıyor şimdi. Belki bugün kendilerinin ama aslında bir toplumun kaderini değiştirdiklerinin farkındalar veya değiller!